Exodus: Tanrılar ve Krallar İlgi Çekici Yapımlardan
Exodus: Tanrılar ve Krallar filmi 2014 yılı yapımı olarak geçtiğimiz dönemlerde beyaz perdede yer almıştı. Kısa bir zaman dilimi içerisinde ciddi anlamda ilgi çeken ve her Ridley Scott filmleri için geçerli olan esrarengizlik bu filmde de mevcut. Günümüz standartlarında Hz. Musa’nın hayatının beyaz perdeye taşınması nasıl olur diye oldukça düşünmüşler sanıyorum. Bildiğimiz gibi peygamberlerin hayatlarında sürekli olarak farklı farklı esrarengizlikler olmuştur ve bunlar geçmiş dönem filmlerinde de belirgin şekilde ele alınmıştır. Ridley Scott, farklı bir yol izlemiş kanısına vardım.
Hz. Musa’nın hayatını dünyaca ünlü oyuncu Christian Bale canlandırmış. Bununla birlikte bu tarz filmlerin olmazsa olmaz oyuncularından birisi olaran ben Kingsley yine filmde karşımıza çıkan bir diğer isim olarak dikkatleri çekiyor. Filmin başından itibaren Musa’nın Firavun’un oğlu olarak büyüdüğü, Firavunluğun en büyük adayıyken bir anda çok sevdiği kardeşini de bırakarak göçlere başlaması ve köylerden birisinde güzel bir bayan ile evlenerek çocuklarının olması gibi detaylar atlanmamış.
Köyünde çiftçilik yaparken bildiğimiz gibi Allah tarafından kendisine emirler gelmeye başlar. Ridley Scott, gereksiz bir yaratıcılık yaparak bunu kişiselleştirmiş ve bence hiç de iyi olmamış. Eski filminde bir nur beliriyordu ve bu nur aslında Hz. Musa’ya emir veriyordu. Şimdi ise küçük bir çocuk akıl verir gibi yapmış ancak bence çok fazla reaksiyon alan bir değişiklik olmadı kanısındayım. Bununla birlikte İsrailoğulları’nı kurtarmak için eşini ve çocuklarını bırakarak Firavun topraklarına geri dönüyor ve çok sevdiği kardeşi tahta geçmiş ve halka zulüm ediyor.
Hz. Musa Firavun’u her anlamda uyarmak için gelmiştir ve bu arada da İsrailoğulları’nı yanına çekmiştir. Uyarılara kulak asmayan Firavun’un başına olmadık şeyler gelmeye başlar. En sonunda çocuğunun ölmesi ve şehre kıyım gibi ölüm yağması, Firavun’un Hz. Musa ve toplumuna buradan gidin demesine neden olmuştur. Gelelim kızıldenizin yarılışı olayına. Bundan önce çekilen filmde öyle bir sahne yapılmıştı ki hepimiz donup kalmıştık.
Bu filmde ise Hz. Musa hiçbir şey yapmadan Kızıldeniz çekiliyor. Yarılma yok, çekiliyor. Film boyunca Hz. Musa’nın sembolü olan ağsayı da çok fazla görmüyoruz. Kısacası biraz daha hayal gücüne dayalı bir film olmuş ancak bundan önce çekilen film benim çok daha fazla ilgimi çekmişti. Bu filmde idare eder bir nitelik taşıyor. İzleyin ve siz karar verin.